Yıllara göre birden fazla yol ile sağlanan lojistik taşımacılık ülkemizde 2000’li yılların başında oturmaya başlamış, ülkemiz firmalarının dış ticaret ile uğraşanları bu konuya daha fazla önem vermeye başlamıştır. Konumuza direkt böyle girdik ancak daha önemli sorunlarımız var. Dünyamız her geçen gün biraz daha kirleniyor, tükeniyor. Üzerinde yaşayan canlıların başında gelen insanlar bu kirlenmiş ve tükenişi hızlandıran konumdalar. Fabrikalar, barajlar vs. unsurları yaparak sadece iş ve enerji gücünden faydalanmak isterken dünyamıza en büyük kötülüğü yine onlar
yapmaktadırlar. Ayrıca fabrika etkenini yine konuşacak olursak fabrikaların yanı sıra arabalar, deodorantlar vb. ürünlerden salınan gazlar yüzünden küresel ısınmada yaşanmaktadır. Ozon tabakasında olan delinmeyi arttıran bu olay dünyamızın sonunu getirecek en büyük etkenlerden biridir. İnsanlar bu konuya çözüm bulamaz ise dünyamız artık yaşanmaz bir hal alabileceğini bilmeleri lazım.
Konumuzu bunu belirtmek ile fayda bulduğumuz için lojistik ve doğayı bir araya getireceğiz. Lojistik anlam için de olumsuz bir takım oluşumlar olmaktadır. Nitekim üretim, taşımacılık sırasında endüstriyel atık veyahut zararlı olan CO2 havaya salınmaktadır. Doğa için oldukça zararlı bir olay
olduğunu belirtmek isteriz.
Peki başlığımız olan Yeşil lojistik nedir? onu cevaplayalım. Yeşil lojistik; lojistik faaliyetlerinin, çevreye en az zarar verecek şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla, tüm işlemlerin çevre üzerindeki olumsuz etkisini ölçmek ve en aza indirmeye çalışmaktır. Bu konuya açıklık getirmek ve daha fazla zarar vermemek adına yeşil etiketli bir takım kampanyalar yapılarak firmalar bu doğa dostu projeye katılmışlardır. Nitekim yeşil etiketli ürün gibi üretimi ve satışı sırasında doğaya zarar vermeyecek şekilde şekillenen projeler dünya genelinde mevcut projelerden birisidir. Özellikle AB Kararnamelerinde veyahut ülkemizin aldığı kararlarda dikkat edilen bir konu olup bu konuda gerek teşvik gerek zorunlu yükümlülükler getirerek doğaya verilen zararı en az seviyeye indirmek adına çalışmalar yapılmıştır, yapılmaya devam etmektedir.
Ayrıca yeşil lojistik anlayışının en önemli özelliklerinden biri olan müşterilerin sağlığını düşünülmesi de olabilir. Üretimi sırasında oldukça dikkat edilen bu hassas konu sayesinde hem doğa korunmakta hemde mal üzerinde herhangi bir zararlı madde içermemesi, müşterinin sağlığını korumak amacıyla olduğu için yeşil lojistik tüm dünyaca kabul edilen olumlu bir projedir.
Ayrıca lojistiğin ilgilendiği taşımacılık alanında tır veyahut herhangi bir taşıyıcı aracın doğaya saldığı zararlı CO2’nin zararına azaltmaya yönelik olarak egzozuna takılan filtreler ile yeşil lojistik anlamında atılan önemli adımlardan birisi olma niteliğindedir. Lojistik anlamında bir başka öneri niteliğinde olan ve bu öneriyi bir çok devletin gerçekleştirdiğini gözlemleme şansımız olmasından üzeri mutlu olabileceğimiz bir başka konu da mevcut. Taşımacılık
anlamında yeni bir çağ başlayan, dünya ve Türkiye’nin de bu çağa ayak uydurduğunu gördüğümüz karanın altından giden trenler sayesinde de taşımacılık doğaya herhangi bir zarar vermeden
sağlanmaktadır. Nitekim elektrik enerjisi ile çalışan her türlü araç doğaya zarar vermemektedir. Bu anlamda petrolden yavaş yavaş elektriğe geçiş olduğunu söylemeliyiz ki bu da yeşil lojistik gibi olumlu
bir karar olmaktadır.
Ancak firmalara bu konuda oldukça fazla iş düşmektedir. Yeşil lojistik kapsamında her türlü pozitif gereklilikleri yerine getirirler ise doğamızın ömrü uzar ve bizden sonrakilere kalması gereken her türlü şeyin kalması sağlanacaktır. En önemlisi firmalara şunu belirtmekte fayda olduğunu düşünüyoruz.
Projeleri almak adına rakiplerinizden bir adım önde olmaya çalışmamaları gerekmekte, gelecek
nesiller adına doğayı korumak amacıyla rakiplerinden bir adım önde olmaları gerekmektedir.
